Pages

23 Kasım 2011 Çarşamba

Ebeye Atlayan 8 Grunge Parçası.




8. Where Did You Sleep Last Night - Nirvana




Sevgilim, sevgilim
Yalan söyleme bana
Anlat dün gece
nerede yattığını

Çamlıklarda, çamlıklarda
Parlamadığı yerde güneşin
Soğuktan titrerdim bütün gece

Sevgilim, sevgilim
Nereye gideceksin?
Soğuk rüzgarlara gidiyorum ben

Çamlıklara, çamlıklara
Parlamadığı yerde güneşin
Soğuktan titrerdim bütün gece

Kocası çalışkan bir adamdı,
Bir mil uzakta yaşardı
Kafasını direksiyonda buldular
Vücudunu gören olmadı.

Sevgilim, sevgilim
Yalan söyleme bana
Anlat dün gece
nerede yattığını

Sevgilim, sevgilim
Nereye gideceksin?
Soğuk rüzgarlara gidiyorum ben

7. Love Hate Love - Alice In Chains



Seni sevmeyi denedim, becerebilirim sandım,
Seni sahiplenmeye çalıştım, olur sandım,
Yüzünün derisini soyup çıkarmak istiyorum,
Gerçek sen, ziyan olup gitmeden önce.

Benim tek ve eşşiz olduğumu söylemiştin,
Küçük tatlı melek, kaçıp gitmen gerekirdi,
Yalan söyleyen, ağlayan, terketmeye can atan,
Masumiyet cehennemimi yaratıyor.

Sen iyi bilirsin, hala kandırıyorum kendimi,
Bir fahişeyle herşey daha kolay olurdu,
Beni anlamaya çalış küçük kız,
Yolunu şaşırmış tutkumdu, senin dünyan olmak.

Hasta zihnimin içinde kayboldum,
Senin için yaşıyorum ama canlı değilim,
Ben öldürmeden sen tut elimi,
Seni hala seviyorum, hala yanıyorum.

Aşk,
Nefret,
Aşk.

6. Garden - Pearl Jam


Gözlerin yönü öyle yanıltıcıydı ki
Ruhun ihlali, bulantı verecek kadar hızlı
Sorguladığım şey varoluşumuz değil,
Sorguladığım şey, modern ihtiyaçlarımız sadece.

Yürüyeceğim... ellerim bağlı şekilde,
Yürüyeceğim... yüzüm kanlı biçimde,
Yürüyeceğim... elimde gölgeden bayrağımla

Senin bahçene,
Senin taş dolu bahçene.

Her şey olup bittiğinde,
Hala yalnız olsak bile,
Ele geçmeyeceğim,
Yine de gideceğim.

Yürüyeceğim... ellerim bağlı şekilde
Yürüyeceğim... yüzüm kanlı biçimde
Yürüyeceğim... elimde gölgeden bayrağımla

Göstermiyorum,
Paylaşmıyorum,
İhtiyaç duymuyorum
Vermek zorunda kaldığın her neyse.

Yürüyeceğim... ellerim bağlı şekilde
Yürüyeceğim... yüzüm kanlı biçimde
Yürüyeceğim... elimde gölgeden bayrağımla


Bilmiyorum,
Umursamıyorum,
İhtiyaç duymuyorum.

5. Down In a Hole - Alice In Chains




Göm beni nazikçe bu rahme
Senin için feda ediyorum bir parçamı
Kum yağıyor tepeden ve ben oturuyorum öylece
Nadir çiçekler elimde
bir mezardayım... açıyorum.

Bir çukurun dibindeyim ve bilmiyorum kurtarılabilir miyim
Bak kalbime, onu bir mezar gibi süsledim
Anlamıyorsun kim olmam beklendiğini
Bak şimdi bana: kendisine rahat vermeyen bir adam.

Bir çukurun dibindeyim, o kadar küçük hissediyorum ki...
Bir çukurun dibindeyim, ruhumu kaybediyorum
Uçup gitmek isterdim;
Ancak o kadar yadsınmış ki kanatlarım.

Bir çukurun dibindeyim ve oturttular tüm taşları yerlerine
Güneşi yedim, kül olup yandı dilim
Kendi dişlerimi tekmelediğim için suçluydum
Ancak bahsetmeyeceğim daha fazla derinlerdeki hislerimden.

Bir çukurun dibindeyim, o kadar küçük hissediyorum ki...
Bir çukurun dibindeyim, ruhumu kaybediyorum
Uçup gitmek isterdim;
Ancak o kadar yadsınmış ki kanatlarım...

Göm beni nazikçe bu rahme
Nasıl da istiyorum içinde olmayı
Senin için feda ediyorum bir parçamı
Nasıl da istiyorum içinde olmayı
Kum yağıyor tepeden ve ben öylece oturuyorum
Nadir çiçekler elimde
bir mezardayım... açıyorum.


Nasıl da istiyorum içinde olmayı.

Bir çukurun dibindeyim, o kadar küçük hissediyorum ki...
Bir çukurun dibindeyim, kaybediyorum ruhumu
Bir çukurun dibindeyim, o kadar küçük hissediyorum ki...
Bir çukurun dibindeyim, kontrolden çıktım
Uçup gitmek isterdim;
Ancak o kadar yadsınmış ki kanatlarım.

4. Lounge Act - Nirvana


Gerçekler
Sakladık güvenlik gerekçesiyle
İzin veremem beni boğmana
Aslında fena olmazdı ama işe yaramaz işte
Alıp vermek ve kullanmak sırayla
Pişman değilim hiçbirinden.
Birisi var biliyorsun, hissetmemi sağlıyor
Çalabileceğimden de fazlasını istedim bu sefer
Hapsedeceğim kendimi elimde kalkanımla
Kendimden çıkıp ispatlayacağm
Hala onun kokusunu duyduğumu sende.

Yapma,
Sadece duymak istediklerimi söyle.
Hiç öğrenememenin korkusundan korkuyorum
İhtiyacın her neyse onu dene
Ben savaşmaya devam edeceğim kıskançlık denen bu şeyle
Ta ki o siktirip gidene kadar.
 Birisi var biliyorsun, hissetmemi sağlıyor
Çalabileceğimden de fazlasını istedim bu sefer
Hapsedeceğim kendimi elimde kalkanımla
Kendimden çıkıp ispatlayacağm
Hala onun kokusunu duyduğumu sende.


Gerçekler
Sakladık güvenlik gerekçesiyle
İzin veremem beni boğmana
Aslında fena olmazdı ama işe yaramaz işte
Alıp vermek ve kullanmak sırayla
Pişman değilim hiçbirinden.
Birisi var biliyorsun, hissetmemi sağlıyor
Çalabileceğimden de fazlasını istedim bu sefer
Hapsedeceğim kendimi elimde kalkanımla

Kendimden çıkacağım anlaşmak için seninle

Bir sözleşmemiz vardı  yeni kurallar olmadan
Her kiminle ne yapmak istiyorsak yapabileceğimiz
Paylaşacaktık kaybettiklerimizi ve yetiştirdiklerimizi
ve onlarda çıkacaklardı kendilerinden ispatlamak için
sende onun kokusunu duyduklarını

3. Betterman - Pearl Jam



Bekliyor... seyrediyor saati, dört olmuş, bitmeli artık.
Söyle ona, sabretme daha fazla... konuşmayı canlandırıyor kadın kafasında.
Kapı açılınca, çeviriyor başını
Adam ona bakarken uyuma numarası yapıyor
Yalan söylüyor, ona hala aşık olduğunu söylüyor kadın
daha iyisini bulamıyor.
Hayaller kuruyor, kırmızı düşler... daha iyisini bulamıyor.

Daha iyisini bulamıyor.

Konuşuyor kendi kendine
Gerek yok kimsenin bilmesine
Konuşuyor kendi kendine...

Hatıralar canlanıyor gözünde,
Güçlü ve cesur olduğu zamanlar
Bütün dünyayı karşısına alabildiği zamanlar...

Yemin ediyor artık anladığına
Yemin ediyor artık adamdan kurtulacağına

Yalan söylüyor ve ona hala aşık olduğunu söylüyor kadın
daha iyisini bulamıyor.
Hayaller kuruyor, kırmızı düşler... daha iyisini bulamıyor.

Daha iyisini bulamıyor.
Gerçekten sevmişti onu, bu şekilde gitmek istemezdi,
Beslemişti onu, Bu yüzden bir gün geri dönecek işte,
Daha iyisini bulamayacak.
Daha iyisini bulamayacak.

2. Nutshell - Alice In Chains


Yanlış basılmış yalanları kovalıyoruz
Zamanın yoluyla yüzleşirken
Yine de savaşıyorum, savaşıyorum
Bu savaşı tek başıma.
Ağlayabileceğim kimse yok
Evim diyebileceğim bir yer yok.

Yeteneklerimin ırzına geçilmiş,
Mahremiyetim tırmıklanmış,
Yine de buluyorum, buluyorum
Aklımda tekrarlayarak:

Eğer kendim olamayacaksam
Ölürüm daha iyi.

1. Black - Pearl Jam



Boş tuval yüzleri, dokunulmamış kilden tabakalar,
Serili duruyorlar benden önce, bir zamanlar onun bedeninin yaptığı gibi.
Beş ufuk çevreledi ruhunu
Dünyanın güneşi çevrelediği gibi
Ve artık soluduğum bütün hava da değişti.

Ona her şeyi ben öğretmiştim
O da bana giydiği her şeyini verdi,
Ve artık yaralı ellerim bulutların altında 
Geri kalan her şeyle birlikte yanacak.
Fotoğrafların hepsi siyahla kaplandı, 
Siyah işlendi her şeye.

Bir yürüyüşe çıkıyorum,
Oyun alanındaki çocuklar sarıyor etrafımı
Hissedebiliyorum kahkahalarını, 
Peki niye hala acı çekiyorum?

Kafamdaki buruk düşünceler
Döndürüyor beni
Döndürüyor beni
Nasıl oluyor da güneş
Solabiliyor bu kadar kısa zamanda?

Ve artık yaralı ellerimi sakınıyorum 
Geriye kalan bütün kırık camlardan
Bütün fotoğraflar siyaha boyanmış
Siyah işlenmiş her şeye.

Kötü giden aşklar
Çevirmişler hayatımı siyaha
İşlenmişler gördüğüm her şeye
Olduğum her şeye...
Olacağım her şeye...

Biliyorum,
Güzel bir hayatın olacak.
Biliyorum,
Bir yıldız olacaksın bir başkasının gökyüzünde
Ama neden,
Neden, neden
Bu benim gökyüzüm olamaz?



Biz
Aitiz
Birbirimize.












HAYALİMDEKİ ORDU


 Her Türk'ün asker doğduğu zaten bilimsel bir gerçek.  Bilimsel bir diğer gerçek ise her Türk'ün cebinde otuz bin lirasının olmadığı... Peki askere alacağımız bu fakirleri daha iyi şekilde kullanıp daha nitelikli, güçlü, zengin bir ulus olamaz mıyız?


1. DEMODERNİZASYON


    Sen trilyon dolarlar harcayacaksın modernizasyon için, sonra elin fakiri gelip tankının, topunun üzerine sevgilisinin adını yazacak, şafak karalayacak, pipi çizecek, mundar edecek makineyi...yok ya... benim ordumda parası olmayanlara verilecek en modern silah, üç tekerlikli bisiklete bağlı alışveriş sepeti... Gerçi bu parasızlara üç tekerlikli bisiklet de fazla, ileriki zamanlarda optimizasyon düşünülebilir.


2. HEM ÇELİK YELEK HEM ÜNİFORMA NEYİNE?



Yahu adama zaten vermişsin üniformayı bi de çelik yeleğe ne gerek var? Yok abi ben çelik yeleksiz yapamam diyen de üniformasını bi zahmet geri versin. Aynı şey botlar için de geçerli. Terlik istiyorsan vereceksin botunu. Boşa atılacak kuruşumuz yok bizim. Hıyara bak, bedelli çıkıyor da sana mı çıkıyor, senin için olsaydı daha ucuz olurdu di mi. 

3. GARİBAN MODİFİYELİ UÇAK


Ne füzesi, eskiden füze mi varnış... Tak kanada fakiri... tak yav... arkadan ip bağla donuna, çekiştirdikçe bassın tüfeğe, vursun dağı taşı... Bunları daha çok twitter'da, facebook'ta "Vatan sana canım feda" diye paylaşanlardan seçecektim ama büyük ihtimalle onlar bedelliden yararlanırlar. Onlar canlarını daha ulvi şekillerde klavye başında ölüp ölüp dirilerek feda ediyorlar çünkü.

4. ALTERNATİF SİLAH KULLANIMI


Haklısınız biraz abartı oldu... askere pembe renk  yakışmaz.   Çoğunlukla koyu yeşil ve tonlarındaki renklerde, düşmana azap, ızdırap verebilecek her nesneyi kullanmalıyız. Sıkıyönetim ve olağanüstü hal durumlarında  annelerden terkliklerini, öğretmenlerden de cetvellerini alabiliriz. 

5. BADİLERİN KULLANIM ALANLARINI GENİŞLETME


Badilik müessesesi taa ebesinin nikahından beri birçok kültürde farklı adlarla kullanılmıştır. Askerde herkesin bi badisi vardır. Tamam vardır da ne s.kime yarar bu badiler? Artık yarayacak; badileriniz yeri geldiğinde silahınızı dayayacağınız kayanız, yeri geldiğinde kitaplarınızı koyacağınız kitaplığınız, yeri geldiğinde duvar saatiniz, vazonuz hatta ve hatta buzdolabınız olacak. (yeri geldiğinde ama)


6. ESKİ SİLAHLARIN UYGUN KULLANIMI


Ahmedinecad nükleer füze yapıyomuş ooooo... İsrail'in bi sürü uçağı varmış uuuuuu, çok korktuk... Alıp alıp kullanmadığımız tankları fırlatacağımız mancınığımızı görünce bakalım nereye kaçacaklar... Tahrip gücünü, içine gariban doldurup öyle fırlatarak dilediğimiz kadar yükseltebileceğimiz bu tank mancınıkları bizi ortadoğu'nun tek sahibi yapacak.

7. YÜKSEK MALİYETLİ ARAZİ EĞİTİMLERİ YERİNE EVDEN EĞİTİM


   Fotoğraftaki askerin kamufle olabilme başarısını kaç asker arazide başarabilir? Alıyorsun garibanı para, atıyorsun helikopterden para, alıyorsun helikopterle para... arazilerde boş boş dolaşıp ağaçlarla dövüşüyor eğitim diye. Ne gereği var? Zaten asker doğan bir milletin bu kadar pahali eğitimlerden geçmesini anlamıyorum.

8. ASKERİ ARAÇLARIN EFEKTİF KULLANIMI


Biraz dişimizi sıkıp, askeri motora bile yirmi kişi binelim...yarın bir gün yeniden imparatorluk olduğumuzda bu sefer bir kişi aynı anda yirmi motora biner, nedir yani?

9. TEKNOLOJİNİN YAKINDAN TAKİBİ



     Teknolojide ufaklık makbuldür. Görünmez uçağı çin bile yapıyor, sıkıyorsa görünmez tabanca yapsana? Yeraltında bulunan toplam 23847893274 katrilyon dolarlık bor minarellerinin sadece yüzde birlik kısmını kullanarak bu görünmez tabancaları yapabilmemiz mümkün...ama mühendis yetişmiyor amk.


10. YENİ ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİ


Üstün hizmet madalyası mı? Boşversene.

13 Kasım 2011 Pazar

RubikArt


Merhaba, ben Pete Fecteau... Benim işim gücüm yok, 4242 adet rubik küpü teker teker gerekli desenler haline getirip Martin Luther King mozaiği yarattım. Evet.





 http://petefecteau.com/

12 Kasım 2011 Cumartesi

BİZDEN OLMAYANLARDAN NEFRET EDEBİLME REHBERİ -3-

MİLGRAM DENEYİ


Bu muhteşem / tiksinç deney ismini uygulayıcısı Stanley Milgram’dan alıyor.

Deney, Nazi soykırımını anlamak için yapılıyor. Yani insanlar nasıl olur da bu kadar gaddarlaşabiliyorlar. Teker teker alsan belki dünya tatlısı olan insanlar nasıl otoritenin gücüyle sapıtmaya başlıyorlar. Migram Deneyi yalnızca bunu değil ne yazık ki fazlasını da gösteriyor bize.

Çoluk çocuk demeden öldürüp, soğukkanlılıkla "ben sadece bana söyleneni yapıyordum" diyen ya da diyebilecek olan insanların, yani aslında hepimizin iç yapısını gösteriyor bize.

Deneyimiz bir adet “deney gözlemcisi”, bir adet “öğretmen” ve bir adet “öğrenciden” oluşuyor.

Yalnız aslında deney gözlemcisi ve öğrenci zaten deneyin bir parçası. Deney gözlemcisi olarak sert görünümlü bir biyoloji hocası oynuyor. Kurban yani öğrenci rolünü ise bu rol için eğitişmiş bir adama veriyorlar. Anlayacağınız deney sadece “öğretmen” için yapılıyor.
Öğretmen olacak deneklere “eğitimde cezalandırmanın öğrenmeye etkisini” araştıracaklarını söylüyorlar ve deneye öğrenci veya öğretmen olarak katılabileceklerini söylüyorlar.

Aslında her şey önceden ayarlandığı için kurada deneklerimize hep öğretmen olma seçeneği çıkıyor. (çünkü aslında bütün kura kağıtlarında öğretmen yazıyor)
Devamında öğrenci ve öğretmen birbirlerini duyabilecekleri ama göremeyecekleri ayrı ayrı odalara gönderiliyor. Deneye göre öğretmen yan odadaki öğrenciye sorular soracak, öğrencinin her yanlışında ona elektrik şoku verecektir. Ama her yanlışında elektrik şokunu 15 volt  daha artırarak vermesi gerekiyor.  

Deney öncesinde öğretmene 45 voltluk bir şok uygulanıp, nasıl hissettirdiği gösteriliyor. 

Gerçekte tabi ki öğrenciye elektrik verilmez, elektrik şoku sesi daha önce kaydedilmiş teypten verilir ama öğrencimiz bu iş için yetiştirilmiş aktör olduğundan her elektrik şokuna göre normal bir insanın davranacağı gibi davranır.

Mesela, 75 voltu yediği andan itibaren inlemeye, tuhaf sesler çıkarmaya; 150 voltta deneyden çıkmak için yalvarmaya; 180 voltta "artık acıya dayanamıyorum” diye bağırmaya başlıyor. En sonunda ise tamamen sessizleşiyor ve cevap vermemeye başlıyor.
Denek herhangi bir noktada deneyi durdurma isteğini ifade ettiği zaman kendisine aşağıdaki sırayı takip eden sözlü uyarılarda bulunuluyor:

Lütfen devam edin.

Deney için devam etmeniz gerekiyor.

Devam etmeniz kesinlikle çok önemli.

Başka seçeneğiniz yok, devam etmek "zorundasınız".

Yani anlayacağınız, rol yapan sert görünümlü deney gözlemcisi ve elektrik şoku yiyecek olan öğrencimiz ve  “acaba belli şartlar altında, hiç tanımadığı bir insana, zorunlu olmadığı halde en fazla kaç volt elektrik verecek” diye gözlemde bulunduğumuz öğretmen/denek var.


Deneyden önce psikoloji konusunda yüksek lisans yapan insanlarla bir anket yapılyor ve bu anket katılımcılarına göre bu deneye katılanların sadece birkaçının (%1) sadist olabileceği ve elektrik şokunun voltajını en yüksek seviyeye (450 volta) çıkabileceği öngörülüyor.

Deneyin sonucunda ise…

Deneye gelenlerden %65’ i (40 denekten 26’sının)  deneydeki en yüksek gerilim olan 450 voltu gördü. Hepsi deneyin bir noktasında durup deneyi sorguladı ama devam ettiler. Katılımcılardan hiçbiri 300 volt seviyesinden önce şok uygulamaktan tereddütsüzce vazgeçmedi.  Deneyin çeşitlemeleri daha sonra Milgram'ın kendisi tarafından ve dünya genelinde farklı psikologlarca gerçekleştirildi; sonuçlar birbirine yakındı. Bu çeşitlemelerle deneyin özgün sonuçlarının onaylanmasına ek olarak deney düzeneğindeki değişkenlerin etkileri de ölçülmüş oldu.

Maryland Baltimore Eyaleti Üniversitesi'nden Dr. Thomas Blass, deney tekrarlarından elde edilen sonuçlar üzerinde bir meta-analiz yürüttü. Bulgularına göre ölümcül gerilimler uygulayabilen katılımcıların oranı, yer ve zamandan bağımsız olarak dikkat çekici bir biçimde sabitti: %61 ile %66 arasında seyrediyordu.

Katılanlar arasında yapılan ankete göre katılımcıların %84’ü deneye katıldıkları için memnundu.

Evet yeryüzünde farklı yerlerde de gerçekleşen deneyin sonuçları hep aynıydı, yarımızdan fazlası, eğer bir otorite tarafından desteklenirse, karşısındaki insana ölümcül acılar verebilir. Bunun sadece eğitim görmemekle, köyde yaşamakla, Türk olmakla, Kürt olmakla, Ermeni olmakla bir ilgisi yok. Kendine otorite olarak seçtiğinin kim olduğuyla ilgisi var.

Ne de olsa insanları öldürürken, köyleri bombalarken, sivilleri katlederken, gaz odalarında buharlaştırırken, hep aynı şeyi yapıyorduk...

"Biz sadece bize söyleneni yapıyorduk."



Bir sonraki bölüm: - insan canavarlaşırken kendisini hangi yollarla kaybeder, ve neden topluluk içinde başımıza bir şey geldiğinde asla ve asla  “yardım edin” diye bağırmamalıyız.  -

11 Kasım 2011 Cuma

Kama Sutra Kurabiyeleri Nasıl Hazırlanır?

1 bardak yumuşatılmış yağ
1 buçuk bardak toz şeker
2 kaşık mısır şurubu
4 kaşık tuz
1 yumurta
2 buçuk bardak un
2 tatlı kaşığı kabartma tozu
2 tatlı kaşığı zencefil
Yarım tatlı kaşığı karanfil
Çeyrek kaşık yeni bahar
Beyaz, siyah, kırmızı ve sarı kek kaplama malzemesi
Tarçın Şekeri

Kremi, yağı, şekeri ve mısır şurubunu kocaman bir kaba koyup iyice karıştırın.Yumurtayı kırıp un, kabartma tuzu, tarçın, zencefil, karanfil, yenibaharla karıştırıp, önceki kabın içine dökün. Sarıp sarmalayın ve yarım saat buzlukta tutun.

Unlu yüzeyde oklavayı oynatıverin, inceleştirin hamurlaştırın. Sonra aşağıda vereceğim kalıpları kullanarak istediğiniz şekillerde kesin:










Kurabiyeleri resimlerin 1-2 santim uzağına yerleştirin, sonra da 375 derecede 8 dakika pişirin. Fırından çıkarmadan önce de 5 dakika içeride soğumasını bekleyin.






Üzerini süslemeden önce iyice soğumasını bekleyin ama. Dışarlarını beyaz kaplama malzemesiyle kaplayın, işte saçları sarı, dudakları kırmızı falan devam ettirin fantezinize göre. Sonra işte eşinize, dostunuza, halanıza, teyzenize, amcanıza servis edin. Şimdiden afiyet olsun =)